
Fenerbahçe maçın başında, ancak sezonun en iyi 10 golűnű izlerken arka arkaya görebileceğimiz tűrden iki golle 2-0 one geçti. Bu dakikadan sonra bir Fatih Terim karakteristiği olarak Galatasaray’ın daha da hırslanıp daha çok pres yapmaya başlaması beklenen bir durumdu. Bu durumdan kurtulmak icin ayağa pas yaparak sakin oynamak, biraz oyunu soğutmak gerekiyordu. Ama Fenerbahceli oyuncular ilk 20 dakikalık oyunu sűrdűrmeye çalıştılar ve karşılaştıkları baskıya dayanamadılar. Őnce sűrekli top kaybettiler ardından geriye yaslandılar.
Selcuk İnan ve Melo çarkları döndűrmeye başladığında, artık Galatasaray tum sistemleri çok iyi işleyen bir mekanizma halini almıştı. Selçuk İnan’ı seyretmek benim için işkence gibi bir şey. Fenerbahçe’de olsa ne kadar çok değişirdi diye dűşűndűkçe sinirlerim bozuluyor. Selçuk’u Manisaspor’da oynarken transfer etmek önemliydi. Manisaspor’dayken de ben iyi futbolcuyum diye bağırıyordu oysa ki.

Bienvenu oyuna girerken aklima geldi. Bir Semih Şentűrk vardı ne oldu ona? Bienvenu kadar dakika almayı haketmiyor mu acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder