12.05.2008

Ya Hep Ya Hiç

Siyahların ve beyazların takımıdır Fenerbahçe. Daha sarı-lacivert bir ifadeyle ya hep ya da hiçtir felsefemiz. Yalnızca bizim değil rakiplerin felsefesi de budur. Ya serde Fenerbahçe'yi yenip şampiyon olmak vardır ya da hiç şampiyon olmamak. Başka hiçbir takımı yenmek bu kadar keyif vermez futbolseverlere. Bu kadar keskindir Fenerbahçe nefreti.

Fener'in Fener'den başka dostu yoktur. Şampiyon olamadıysak sebebi Fenerbahçe aleyhine kurulan "Kutsal İttifak"tır. Şampiyon olursak "İşte taraftar işte şampiyon"dur.

Dedim ya sevilmiyoruz diye, bizim de sevmediklerimiz var elbet. Ezeli rakibimiz kendi evinde, hem de küresel ısınma sendromu hat safhadayken tepemize litrelerce su yağdırınca tutamayız kendimizi. Bir sonraki maça Tema Vakfı'nın hazırladığı rivayet edilen "Suyunuzu Boşa Harcamayın" pankartıyla çıkar inceden bir dokundurma yaparız.

Yenilgiye tahammülümüz yoktur bizim. Teknik direktörümüz, kulüp başkanımız ya her maçı kazandırmalıdır ya da kapıyı dışarıdan kapatmalı. Dün gibi hatırlarım Venglos döneminde 3000 kişiye oynanan maçları.

Bir oyuncuyu sevdik mi kimse tutamaz bizi. Boş kaleye gol atamasa da en kritik penaltıyı kaçırsa da her maç bağrımıza basarız. En güzel tezahüratları O'na yazarız. Maç sonları tüm tribünleri selamlatırız. Severiz işte, severken sebep aramayız.

Öyle her takıma karşı iyi futbol oynamayız. Şampiyonlar Ligi'nin en klas takımları olmalıdır karşımızda aksi takdirde kendimizi zorlamayız. Inter'i sahadan sileriz ama İBB ile uğraşamayız.

İstediğimizi almayı biliriz biz. Sınırsız yabancı istiyorsak, sınırsız yabancı istiyoruzdur. Kimse bizi durduramaz. Gerekirse Gökçek Vedersonlar, Mehmet Aurelio'lar kaplar takımımızı. Ama işi "Mert Müller" kadar da ileriye götürmeyiz. Tadında bırakmayı biliriz icap ederse.

Tahammülümüz yoktur ama gönül almayı da biliriz. Zico'yu istifaya çağırıp küstürürüz. Sonra barışabilmek için türlü taklalar atarız. Bu uğurda Çarşı'nın Runje için kullandığı tezahüratı bile kullanırız, gocunmayız.

Transferde ayarı tutturamayız. Yerinden kımıldamaya korkan Maldonado'yu da alırız, 34 yaşında sol kanadın tozunu atan Roberto Carlos'u da.


En önemlisi bizim için vefa bir semt adının çok ötesindedir. Şampiyonluğu kötü oynadığımız bir maç sonucunda Galatasaray'a kaptırmış olsak da sahamızdaki son maçımızda takımımızı alkışlamayı biliriz. Bugüne kadar hiç yaşamadığımız belki şampiyonluktan bile çok istediğimiz Şampiyonlar Ligi çeyrek finalini bize yaşattıkları için teşekkür ederiz. Bize yaşatılan mutlulukları, onuru unutmayız.

Aslında bilinçaltımızda çoktan yerini almıştır, şampiyonluğun/kupanın önemli olmadığı. Bütün Fenerbahçeliler bilir ki "Fenerbahçeli olmanın gururu bizlere yeter".

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bakınız, Antu.com :)

Adsız dedi ki...

bidi bidi bidi...